Tuesday, December 1, 2009

Zydrunas-LeBron: Sıkı dostlar




Cumartesi akşamı Cleveland Cavaliers'ın 34 yaşındaki emektar pivotu Zydrunas Ilgauskas için tarihi bir gece olmalıydı.

Oldu da.

11.5 senelik meşakkatli bir kariyerin ve 723 normal sezon maçının ardından ilk ve büyük ihtimalle de son NBA takımı Cleveland Cavaliers'ın tüm zamanlarda en çok forma giyen oyuncusu olmaya hazırlandığı gece kariyerinin ilk DNPCD'sini yaşadı. DNPCD yani Did Not Play due to Coach's Decision. Bir başka deyişle kadroda olmasına ve herhangi bir sakatlığı bulunmamasına rağmen oyuna alınmayan oyuncu. Zydrunas'ın kariyerine ve yeteneklerine pek de uygun düşmeyen bir sıfat kısacası.

Ukraynalı pivot bunca yıllık emek, özveri ve sadakatinin ödüllendirilmesini beklediği akşam koçu Mike Brown tarafından aşağılandı. Oyuna alınmadı. Kariyerinin ilk DNPCD'sini yaşadı. Bu ana tanıklık etmeleri için özel olarak maça çağırdığı arkadaşları ve akrabalarına karşı düştüğü durumu düşünebiliyor musunuz? O akşam büründüğü ruh halini, karısıyla yaptığı konuşmaları, yatağa kafasını nasıl koyduğunu düşünmek dahi insanı geriyor.

Şurası kesin ki Z bunu kesinlikle hak etmemişti. NBA'deki ikinci ve üçüncü yıllarında yaşadığı talihsiz sakatlıklar ve bitmek bilmeyen uyku problemlerine rağmen büyük bir özveriyle devam ettiği kariyeri böyle bir tavırdan çok daha iyisine layıktı.

Koçu Mike Brown değil ama 7 senelik takım arkadaşı LeBron James bunun farkındaydı ve maç sonrası işte bu sözlerle koçunu eleştirdi:
"Zydrunas kesinlike oynamalıydı. Bazı maçlara sadece kazanmak için çıkılmaz. O gece Z'in tarihe geçeceği geceydi ve bu, rakibimiz Mavericks'e karşı alacağımız bir galibiyetten çok daha önemliydi."


LeBron James'i 16 yaşından beri takip eden biri olarak şunu kesinlikle söyleyebilirim ki kendisini şekillendirmeye çalışan Nike, David Stern gibi faktörlerden sıyrıldığı zaman oldukça güzel, örnek alınması gereken cümleler kurabilmektedir. Bu da onlardan biriydi ve benim için 2007 playoff'ları sırasında kız arkadaşı Savannah Brinson hamileyken söylediği "Basketbol herşey demek değildir. Hayatta basketboldan çok daha önemli şeyler var; aile gibi." cümlesinden sonra en makbul sözleri bunlardı. Sırf Nike ve NBA'in ticari kaygıları sebebiyle üzerine yüklenen 2.Michael Jordan olma yükünden ne kadar kurtulabilirse basketbol ve kendisi için o kadar iyi olacaktır. Zira kazanmayı hayatın yegane gayesi haline getiren, aşırı hırslı ve ölümüne apolitik ikinci bir basketbol ikonuna ihtiyacımız olduğu kanısında değilim.

Öncelikle Big Z'e bu harika kariyer için teşekkür edelim ve LeBron'u da takım arkadaşına sahip çıktığı için alkışlayalım.

Umarım koç Mike Brown bu ikiliden ders alır, tabii eğer işinin başında kalmaya devam ederse çünkü bu son hadise onun başını beklemediği kadar ağrıtacak.

No comments: