Wednesday, October 1, 2008

Çocuklarla Şampiyon Olamazsın


"Çocuklarla hiçbir şey kazanamazsınız". Alan Hansen'ın 1996 Manchester United'ı için öne sürdüğü bu kehanetin ömrü Ferguson'un genç öğrencileri sezonu duble'yle tamamlayınca kısa sürmüştü. Bu önerme sonucu itibariyle başarısız oldu olmasına ama içeriği itibariyle büyük ün kazandı ve futbol terminolojisinin en meşhur sözlerinden biri haline geldi. İşte Hansen'ın pek de katılmadığım bu sözünü 2009 Arsenal'i için bu sefer ben sarf edeceğim. Üstelik 4-0'lık Porto zaferlerinin hemen arkasından.

Arsene Wenger, günümüz futbolunun en önemli hücum teorisyenlerinden biri. Son 5 yılda oturttuğu çok paslı, hızlı ve dikine atak sistemi Arsenal'i 2000'lerin en heyecan verici takımı haline getirdi. 2 stoperi hariç her an hücumu düşünen 4-5-1 varyasyonlarından oluşturduğu sistemi bir çok teknik adama da ihraç etti ama başarıyı o veya onun gibi oynayanlar değil Mourinho ve Ferguson gibi onun sisteminde ufak değişikliklere giden isimler elde etti. Peki nedir Mourinho ve Ferguson 4-5-1'i ile Wenger 4-5-1'i arasındaki fark?(bu arada bu sistemi 4-3-3 diye de okuyabilirsiniz) Çok basit: Sağlam savunma ve tecrübe! Esasında modern 4-5-1'in geniş bir analizi için ayrı bir yazı ayırmak gerekir ama çok kısa özetlemek gerekirse Wenger ve Arsenal'in senelerdir Chelsea ve Manchester United gibi takımların gerisinde kalmasının en önemli sebebi bu.

Wenger'in cesaretini, atak futbol felsefesini ve genç futbolculara verdiği önemin değerini çok kıymetli buluyorum ama ufak çocukların bile görebileceği gerçeklere anlaşılmaz bir şekilde kör kalmayı tercih ettiği için 7/24 aymazlıklar dünyasında dolaştığını düşünmeden de edemiyorum. Son şampiyonluğunu kazandığı 2003/04 sezonunda Henry'le birlikte takımın en önemli ismi Patrick Viera'ydı. Modern futbolda sağlam bir ön liberonun değeri sözde futbol ulemalarının düşündüğü gibi korkak bir zihniyetin ürettiği bir efsaneden ibaret değil. Arsenal senelerdir, 4'lü defansının önünde 6 hücumcuyla oynuyor. Denilson ve Fabregas dahil bu oyuncuların hepsinin en önemli özellikleri iyi hücumcu ha bir de çocuk denecek yaşta olmaları. Dünkü Porto maçını ele alalım: Denilson, Fabregas, Nasri, Van Persie, Walcott önlerinde Adebayor. Müthiş yetenekli 6 isim ve tam da Wenger'in sevdiği çok paslı, dikine oyunu oynayabilecek bir takım. Sonuç: Arsenal 4-0 kazandı. Ama maçı izleyenler gördü ki işler biraz Porto lehine gelişse 25.dakikada mavi beyazlı takım 2-0 önde bile olabilirdi. Topçuların yarı sahasını geçmek o kadar kolay ki! Gerçi en iyi top hırsızınız Denilson olursa bu riski de zaten göze alıyorsunuz demektir.

Arsenal daha hafta sonunda ligin yeni ekibi Hull'a sahasında 2-1 kaybetti. Manu yahut Chelsea'nin böyle bir yenilgi alması koca sezonda ya 1 ya 2 keredir. Oysa Arsenal bu tip mağlubiyetler yüzünden senelerdir şampiyonlukta iddialı olamıyor. Tecrübesizlik ve yeni bir Viera bulmama ısrarı Wenger'in takımlarını başarısızlığa sürüklüyor. Fransız teknik adamsa, bu gerçekleri görmezden gelmeye devam ediyor ve gidiyor yaz döneminde Samir Nasri'yi transfer ediyor. 1.65'lik, 21 yaşında bir hücum oyuncusunu! Arsenal'in ihtiyacı olan bu değil Wenger, 1.90'lık bir işçi ve tecrübe lazım bu takıma. Aslında Wenger'e gereken şey bir 2003/04 hatırlatması. Hani Arsenal'in ligin en az gol yiyen takımı olarak namağlup şampiyon olduğu sezon, hani son şampiyonluğun geldiği sezon! Wenger'e tabii ki büyük saygı duyuyoruz ama gözünün önündeki başarı formülünü görmezden gelmesi ve çocukça bir ısrarı devam ettirmesi de affedilemez.

Yeni bir Viera'n olmadan çocuklarla şampiyon O-LA-MAZ-SIN Wenger!

No comments: